En başta şunu ifade edeyim ki, Sayın Erdoğan'ın 19 yıldır yönetimindeki ülkemizde eğer kişi başına düşen milli gelir atıyorum 40 bin dolar olsaydı. Asgari ücret yoksulluk sınırı üzerinde olsaydı.
Gelir dağılımında adaletsizlik, üretim, işsizlik, enflasyon, faiz, gıda ithalatı gibi başlıklarımız olmasaydı.
Sağlık, eğitim ve sanayi problemlerimizi çözmüş olsaydık ve bugünkü gibi bir tabloya karşı Sayın Erdoğan, Bakara Suresi 155. Ayeti okusaydı, 'amenna, derdik. Bu sıkıntılarda geçecek, sabredelim, der, destek ve hiçbir fedakarlıktan kaçınmazdık.
Ama durum bunun tam aksi yönde. Ekonomiyi konuşuyoruz ama ülkemizde pozitif olan tek şey yapılan corona testi sonuçları. Başka pozitif bir gösterge var mı?
Bu gidişat için AKP kurmayları hemen her gün fail arıyor. En son Sayın Erdoğan malumunuz Bakara Suresi 155. Ayeti okudular.
En hafif yorumlar; 'Yine suçu Allah'a attılar. Meğer doların yükselişinin sebebi Yüce Allah (c.c) imiş', 'iyi bir şey olduğu zaman biz yaptık, kötü bir şey olduğu zaman ise Allah'ın takdiri' şeklindeydi. Neyse!
Ne diyordu Yüce Allah Bakara 155. Ayette?
'Sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınarız'.
Bizzat Diyanet'in tefsirinde bu ayet şöyle anlatılıyor.
"Müslümanlar, Mekke'den Medine'ye göç ederek müşriklerin saldırılarından kısmen kurtulmuşlardı.
Bununla birlikte hicretin ilk yıllarında hâlâ kaygı ve korkuları vardı; yeni vatanları olan Medine de, putperestlerin tehdidi altındaydı.
Nitekim kısa zaman sonra çatışmalar başladı. Bu arada Müslümanlar ağır maddî sıkıntı çekiyorlardı. Hicret edenler mallarını geride bırakmışlardı; çatışmalarda da mal ve can kaybına uğruyorlardı.
İmkânlarını kardeşçe paylaşmalarına rağmen (Peygamber ailesi de dahil olmak üzere) çok zaman günlerce karınlarını doyuramıyorlardı.
Ayette özellikle Medine döneminin ilk yıllarındaki bu sıkıntılara işaret edilmekle beraber, genel anlamda Allah'ın, insanları bu tür sıkıntılarla imtihan etmesi her zaman mümkün olduğundan, ayetin anlamı ve amacı da mutlak ve geneldir. Buna göre Allah, Müslümanları o zaman denemiştir, dilediği her zaman da dener."
3 Kasım 2002'de iktidara gelen AKP karşısında 220 milyar dolar iç ve dış borç olan bir devlet yönetimini devraldı. İşsizlik, enflasyon, eğitim, sağlık, adalet sorunları yanında adam kayırma, yolsuzluk ve yoksullukta vardı.
Diğer taraftan devraldığı devletin devası kurumları, işletmeleri, fabrikaları vardı. Yeraltı zenginliklerinin bir çoğu henüz keşfedilmemişti.
Yolsuzluğu, yoksulluğu bitireceğiz, yasakları kaldıracağız, diyerek iktidar olan AKP ilk iş olarak satmaya başladı. 70 milyar dolarlık devlet malını sattılar hala bitiremediler.
Satış sadece yerüstünde olmadı. Emperyalistlerin iştahını kabartan altın, bakır, bor, toryum gibi nice maden sahalarını da sattılar. Dikey mimari ile gökyüzünü ranta açtılar.
Yabancı sermayeye kırmızı halı serdiler. Yetmedi, 'borçlanarak büyüme' diye bir yola girdiler. Devraldıkları borcun üç katı daha borç yaptılar. Tarımda bile ithalatçı konumuna düşürdüler Türkiye'yi.
Yasaklar daha da fazlalaştı. Gelir adaletsizliği, işsizlik, enflasyon, kur dalgalanmaları ve yoksulluk pik yaptı.
Bizzat Sağlık Bakanı, doktorların özel sektöre gitmemeleri için zam yaptık, diyorsa sağlık sistemi çökmüş demektir. Eğitim sistemi de aynı kaderi yaşıyor.
Cinayet, vahşet, sapıklık haberlerinin ardı arkası kesilmiyor. Can, mal, namus güvenliği konusunda artık soru işaretleri var.
Dış politikada ise dün 'kardeş' dediklerine bugün, 'zalim, katil' diyorlar. Dün dostum, dediklerinden bugün şikayet ediyorlar.
Bundan ötürü milletimize, muhalefete ve de iktidara Şura 30. Ayeti, "Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir' çok iyi okuyup, anlamalarını tavsiye ediyorum.
AKP'ye de bir tiyo vereyim. Eğer yolsuzluk, haksızlık, adaletsizlik gibi eleştirilerden, kötü yönetim kınamalardan bıktılarsa Peygamber Efendimizin (s.a.a.v) şu Hadisini meydanlarda dillendirsinler: 'Nasıl yaşarsanız öyle idare olunursunuz'.
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025
- Altına aldanma / 09.05.2025
- AKP iktidarı da kaybettiğinin farkında / 08.05.2025
- İç cephe ve terörsüz Türkiye aldatmacası / 06.05.2025
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025
- İhtiras ve minnet ile devlet yönetilir mi? / 04.05.2025
- Bantçılar, izah ve mizah / 03.05.2025
- Erdoğan ‘kuklacıyı’ ne zaman görecek? / 02.05.2025
- 1 Mayıs’ta (bugün) neler olacak / 01.05.2025